"İİK'nın 89. maddesi gereği, borçlunun 3. kişideki hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, 3. kişinin, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapması, yok ise icra dairesine itirazlarını bildirmesi gerekir. Bu durum 3. kişinin hukukunu ilgilendirmekte olup, borçlunun korunmaya değer hukuki yararı olmadığından onun tarafından şikayet konusu yapılamaz. (Yargıtay 12.HD'nin 2015/19542 Esas, 2015/29950 Karar sayılı ve 01.12.2015 tarihli kararı.) Ayrıca, başka bir davada tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmiş olması, bu şikayetin sonucuna etkili değildir.
Üçüncü kişi, birinci haciz ihbarnamesinin kendisine TEBLİĞİNDEN İTİBAREN YEDİ GÜN İÇİNDE İTİRAZ ETMEZSE, BİRİNCİ HACİZ İHBARNAMESİ İLE İSTENEN BORÇ ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN ZİMMETİNDE SAYILIR. Yani üçüncü kişi, kendisinden birinci haciz ihbarnamesi ile istenen alacak miktarını takip borçlusuna borçlu olduğunu KABUL ETMİŞ SAYILIR (m.89/III c.1).
Yedi gün içinde birinci haciz ihbarnamesine itiraz etmemiş olan üçüncü kişinin takip borçlusuna borçlu olduğunu kabul etmiş sayılmasına ilişkin BU KARİNE, KESİN BİR KARİNE DEĞİLDİR. Zira üçüncü kişi, İKİNCİ HACİZ İHBARNAMESİNİ aldıktan sonra da itirazda bulunabilir (m.89/III c.2).
İİK md 89 , takip borçlusuna borçlu olan üçüncü şahsa karşı takip alacaklısının sahip olduğu hakları düzenlemektedir. Uygulamada çok fazla işlerliğe sahip olan İİK md 89, süreç içerisinde kötü niyetli kullanımlara bağlı olarak değişikliklere uğramıştır. Örneğin, bu maddeye göre açılacak menfi tesbit davaları nisbi harca tabi iken maktu harca dönüştürülmesi ya da ikinci, üçüncü haciz ihbarnamelerinin oluşturulması bu değişikliklerden bazılarıdır. Kurum olarak haciz ihbarnamesi, alacaklının, borçlunun ve üçüncü şahısların hak ve menfaatlerini ilgilendirmektedir. Bunun yanında yargılama boyutunda hukuk ve ceza yargılamasını içerdiği dikkate alındığında, tüm uygulamacılar açısından konunun ne kadar büyük önem taşıdığı anlaşılabilir."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"Bireyin bir topluluğa ait olmasını sağlayan ortak payda adalettir. 82 Milyon için yapıldığı söylenen bir yargı reformu bunu hedeflemektedir. Adalet üretiminde devletin sorumluluğu kadar tüm demokratik kamusal, özel nitelikte mekanizmalarının da yardımcılık yükümlülüğü vardır. Yargıç, savcı avukat üçlüsüyle yargı tam bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Adaletin gerçekleşmesinde İkili devlet birimlerine karşı halkın tek sivil gücü olan avukat halkın birinci güvencesidir.
İşte yeni projede yer alan "Hukuksal Koruma Sigortaları" halka avukat bulma sigortasıdır. Hepimiz yaşadığımız her tür hak ihlallerine karşı, ödeyeceğimiz küçük primlerle, uzman bir avukattan yardım alabilecek, ödeme zorluğu olanlara devlet destek verecektir. Herkese ilk adli yardım ve ücretsiz on line danışma hakkını sağlayacak, ülkemizdeki bu konudaki hukuk boşluğunu dolduracaktır. Ayrıca uzun Mahkeme süreçlerine katlanmadan avukat yardımıyla sulh ve arabuluculukla uyuşmazlıkları kısa yoldan sonlandırabileceğiz.
Kadına şiddet söz konusu olduğunda devlet desteği son derece önemlidir. Arendt' in sözleriyle; "kadının özgürlüğü için adalet aramak toplumu yeniden kurma politikasıdır". Bu noktada asıl destek, şiddet ortaya çıkmadan önlemektir. Olmadığında yargı ve mahkemeden önce şiddet gören kadının "bir avukatla ücretsiz danışma hakkı" pakette adalete giden ilk adım olmalıdır.
Belge uzun çalışmalar sonucu çıkarılmışsa da, beklentileri karşılamaktan uzaktır. Birbiri ardına yeni yasal düzenlemelerin yanında, tek amacı Hukuksal Koruma Sigortası yapan bir sigorta Şirketinin kurulması, Adalet ve Sanayi Ticaret Bakanlıkları işbirliğinde organizasyon birimleri ile bütçe hazırlaması ve Baroların bu özel iş alanında avukat eğitimini tamamlaması gerekecektir. Kitapta tüm bu hususlar tüm yönleri ile ayrıntılı olarak incelenmiştir."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"Eserde; CMK m. 141-144'te düzenlenen "Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat" konusu birinci kitapta, HMK m. 46-49'da düzenlenen "Hakimin Hukuki Sorumluğu" konusu ise ikinci kitapta incelenmiştir.
"Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat" davaları, özelikle ceza soruşturması ve kovuşturması sırasında "haksız ve keyfi adli işlemler" nedeniyle kişilerin uğrayabilecekleri maddi ve manevi zararların giderilmesini amaçlamaktadır.
"Hakimin Hukuki Sorumluluğu" yargısal faaliyetlerinden kaynaklanmakta olup, yargı görevini üstlenen hakim, yargı uyuşmazlığını çözerken kasten ya da ağır ihmal ile yanlardan birini zarara uğratabilmektedir.
Gerek koruma tedbirleri gerekse hakimin hukuki sorumluluğu nedenine dayalı tazminat davaları, ancak Devlete karşı açılabilmekte, Devlet ödediği tazminatı, ilgilisine karşı "dönüp isteme" (rücu) davasıyla geri alabilmektedir.
Yeni baskı sürecinde, CMK'nın ilgili hükümlerinde yapılan değişiklikler uyarınca Yargıtay kararlarında da uygun gelişmeler olduğu gözlenmiş, Yargı Kararlarında öngörülen kabul ve uygulamalara ilişkin kararlara yer verilmiştir. Ayrıca Yargıtay HGK ile Özel Daire (12.CD) kararlarından en yeni tarihli olanlar ilgili bölümlere eklenerek, kitap, öğreti görüşleri ve özellikle AİHM kararlarıyla desteklenerek hazırlanmıştır."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"İş İşçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda; kıdem, ihbar, ücret, fazla mesai hafta sonu ve bayram tatil alacakları, yıllık izin ücreti, maddi ve manevi tazminatlar, toplu iş sözleşmesi ve sendikal tazminatlar talep edilebilmektedir.
Bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline gelmiş ve dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu olmuştur.
Yaşanan bu köklü değişimler sonucunda hazırlanan bu çalışma, bilirkişiler, arabulucular ve hukukçular için önemli bir rehber niteliğindedir. Kitapta; örnek dilekçeler ile uygulamada iş mahkemesi dosyalarına sunulmuş, en az 15 yıl ve daha uzun süredir bilirkişilik görevini icra eden uzman bilirkişilerce hazırlanan ve hesaplamaları gösterir bilirkişi raporları, konularına göre ayrılarak konu başlıklarıyla tasniflenmiştir. Özellikle örnek bilirkişi raporlarıyla, okuyucunun inceleme ve araştırma metotlarını yasal mevzuatla değerlendirmesi amaçlanmıştır."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"Miras bırakanın malvarlığının, mirasçılara intikali üzerine mirasçılar arasında birçok uyuşmazlık çıkabilmekte, kimisi hakkından az pay verildiğini, kimisi kendisine düşen paydan hoşnut kalmadığını dile getirmektedir. Hakkına razı olmamaktan kaynaklanan miras kavgaları, terekeden pay isteyenlerle, bu payı tanımayıp vermek istemeyenler arasında oluşan çekişmeler uzar gider. Mirasçılar arasında zuhur eden böylesi bir sürtüşmenin ancak yasal düzenlemelere uygun bir çözüme kavuşturulmasıyla giderileceğinden kuşku bulunmamaktadır.
Kitapta; terekenin korunması için alınacak gerekli önlemlerin neler olduğu, terekenin hakkıyla intikali için nasıl hareket etmek gerektiği, mirasın açılmasından sonra paylaşımdan önce mirasçılar arasında çıkabilecek çekişmelerden kaynaklanan davalar, miras paylaşımının nasıl yapılacağından doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, mirasçının, miras payını diğer mirasçıya ya da üçüncü kişiye temlikinden kaynaklanan çekişmelere ilişkin davalar, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda ortaklığın giderilmesi, paylaşma vs. şeklinde konular, uygulama ve güncel Yargıtay kararları eşliğinde incelenmiştir.
Bu baskıda özellikle "ortaklığın giderilmesi davalarına" ilişkin geniş açıklamalara yer verilmiş, keza "ek bölüm"e yeni ilaveler yapılmıştır."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"Anonim şirketler, çok sayıda pay sahibini bünyesinde bulundurabilme ve tek başına etkisiz olan küçük tasarrufları toplayıp büyük sermayeler oluşturabilme özelliğine sahip ticaret şirketleridir. Bu mevcut yapıdan dolayı anonim şirketlerde pay sahipleri, şirket alacaklıları ve şirket arasında menfaat çatışmaları ve uyuşmazlıklara oldukça sık rastlanılmaktadır.
Sermaye şirketlerinden olan anonim şirketin kuruluşu incelendiğinde, kuruluş işlemlerinin şahıs şirketlerine kıyasen daha çok masraf gerektirdiği ve zorluk taşıdığı görülmektedir. 6102 Sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu ile 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'na nazaran kuruluş ve kuruluştan doğan sorumluluğa ilişkin düzenlemelerde yenilik ve değişikliğe gidilmiş, ancak ortaya dağınık ve yorumlanmaya muhtaç maddeler çıkmıştır. Kuruluştan doğan hukuki sorumluluk halleri ve sorumlu kimseler, Türk Ticaret Kanunu'nun 549-553. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Sorumluluk davası ise 555-561. madde aralığında ele alınmıştır.
Çalışmada; kuruluş işlemlerinin, kuruluştan doğan sorumluluk hallerinin, sorumlu kimselerin ve sorumluluğun akıbetinin tespiti yapılmaya, konular hakkında bilgi ve görüşler verilmeye çalışılmıştır."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"Bu kitapta yazar 26 yıldır, kesintisiz, adli belge inceleme ve sahtecilik alanında çalışan, bu alanda tez danışmanlığı, kitap yazarlığı, uluslararası önemli dergilerde makale yazarlığı, 10.000'e yakın dosyada bilirkişilik yapan bir akademisyen olarak sahadaki deneyimini okuyucu ile paylaşmıştır. Kitabın hedef okuyucu kitlesi başta avukatlar ve avukat adayları olmak üzere hakim ve Cumhuriyet savcıları, imza, yazı ve sahtecilik konusunda davası bulunan bireyler, adli belge inceleme alanında bilirkişilik yapmakta olan veya bu alanda kendini yetiştirmeye çalışan uzmanlardır.
Bu kitabı okuyan bir avukatın bundan sonra adli belge alandaki bilirkişi raporlarına daha eleştirel gözle bakabileceğini, süreci müvekkilinin lehine çevirebileceğini, karşı taraf vekilinin dikkatini çekmeyen hususları görebileceğini söylemek mümkündür. Kitap yalın bir dille, okuyucuyu sıkmadan ve her bölümün son kısmına "incelikli noktalar" adı altında o bölümden çıkarılması gereken özü kısaca verecek şekilde hazırlanmıştır. Netice olarak okuyucu bu kitapta "adli belge inceleme alanındaki bilirkişi raporlarının inceliklerini" görecek, bu bilgiyi kendi dosyasında kullanabilecektir." (Tanıtım Yazısı)
"Özellikle günümüzde yaygınlaşan ve çoğu zorunlu hale gelen emeklilik, kaza, kasko gibi konularının dayandığı mevzuatı bu kitaptan öğrenebilirsiniz. Sigorta yapan, yaptıran ve yönetenlerin bilmeleri gereken temel hukuki bilgiyi bu kitaptan edinebilirsiniz."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"Serbest Muhasebeci ve Yeminli Mali Müşavirleri ilgilendiren mevzuatın derlendiği kitap, mali müşavirlik mesleğine icra edenlerin bilmeleri gereken tüm mevzuatı sunuyor."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"2015 yılının Ocak ayında yayın hayatına başlayan Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi (BÜHFD), Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere yılda iki kez yayımlanmaktadır. Dergimizin yayın hayatına başlamasından itibaren eserleriyle ve düşünceleriyle yardımlarını esirgemeyen tüm akademisyenlere ve hukukçulara teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bundan sonraki sayılarımızda da desteklerinizi ve katkılarınızı bekliyoruz. Özel hukuk ve kamu hukuku ana başlıkları altında çok sayıda nitelikli ve hakemli makaleye yer verilen dergimizde yer alan makaleler şunlardır;"
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları