"İcra hukuku, bir taraftan cebri icra organları vasıtası ile devletin borçlunun malvarlığına ve istisnai olarak da şahıs varlığına doğrudan müdahale edebildiği ender hukuk alanlarından birisi olarak karşımıza çıkarken, diğer taraftan da alacaklının maddi hukuktan kaynaklanan haklarına ulaşmasının en etkin vasıtasını teşkil etmektedir. Bu nokta icra hukuku tarafların temel hak ve özgürlüklerinin ihlali tehlikesini sürekli bünyesinde bulunduran bir hukuk alanıdır. Bu kapsamda hukuki güvenlik ilkesi hayati öneme sahip bir anayasal ilke olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ilkenin bir gereği olarak hem icra hukuku normları düzenlenirken hem de bu normlar yorumlanıp, uygulanırken, hukuki güvenlik ilkesinin alt unsurlarını teşkil eden, belirlilik, öngörülebilirlik ve ölçülülük ilkeleri mutlaka dikkate alınmalıdır.
Hukuki güvenlik ilkesi Anayasa’da bağımsız olarak düzenlenmemiş bir ilke olmakla birlikte, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak bütün temel hak ve özgülüklerin özüne sinmiş bir ilkedir. Bu yönü ile hukuki güvenlik ilkesi bütün temel hak ve özgürlüklerin teminatını teşkil eder. İcra hukukunun tarafların temel hak ve özgürlüklerine müdahale etme zorunluluğu ile taraf menfaatlerinin korunması arasında hassas bir denge üzerine oturduğu dikkate alındığında, hukuki güvenlik ilkesinin bu alandaki önemi de kendiliğinden ortaya çıkar. Bu yaklaşımın bir tezahürü olarak, icra takibinin tarafları ve hatta üçüncü kişiler, menfaatlerinin eşit, dengeli ve hakkaniyete uygun bir şekilde korunacağı ve gözetileceği hususunda haklı ve meşru bir beklenti içerisine girerler. Bu düşünce, icra hukuku normlarının yorum ve uygulanmasında istikrarlı hareket edileceği öngörüsünü ve gerektiğinde pozitif yönde bir değişiklik yapılabileceği beklentisini de beraberinde getirir. Bu kapsamda, zor kullanma yetkisinin tek sahibi olan devlet, tarafların karşılıklı menfaatlerini dikkate alarak onların haklı ve meşru beklentilerini karşılamakla yükümlüdür.
“İcra Hukukunda Hukuki Güvenlik İlkesi” isimli bu çalışmada Mesut KÖKSOY, özellikle diğer yargılama hukuku alanlarında hukuki güvenlik ilkesi bakımından meydana gelen gelişmeleri de dikkate alarak, bu kurumun icra hukuku alanındaki yansımalarını detaylı bir şekilde ele alıp incelemiş; hukuki güvenlik ilkesinin ihlaline bağlı olarak ortaya çıkan veya çıkması muhtemel sorunları tespit etmeye çalışmış ve bu sorunların giderilmesi için çözüm önerilerinde bulunmuştur." (Tanıtım Yazısı)
"Bu eserde, Türk Kefalet Hukuku konusu ele alınmıştır. Bu eser, mesleğe yeni başlamış hukukçuların ihtiyaçları dikkate alınarak ve uygulamaya yönelik olarak hazırlanmıştır. Konu hakkında açıklamalar yapıldıktan sonra önemli olan kısımlar için dikkat bölümleri oluşturulmuştur.
Bu eser içtihat ağırlı bir çalışmadır. Bu çerçevede konu hakkında Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay'ın ilgili hukuk daireleri ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından son yıllarda verilmiş kararlar taranarak emsal nitelikte olanlar kitaba alınmıştır." (Arka Kapak Yazısı)
Konu Başlıkları
Türk Ticaret Kanununda sermaye şirketleri içerisinde yer alan Anonim Şirketler, Limited Şirketler, Hisseli Komandit Şirketler ve Kooperatifler faaliyetlerini sürdükleri dönemlerde ekonomide meydana gelen dalgalanmalar nedeni ile ticari ilişki içinde bulunan kişi ve firmalardan alacaklarını tahsilde zorlanmaları sonucu nakit sıkıntıları ile karşı karşıya kaldıklarında yine ticari ilişkide bulundukları kişi firma ve bankalara olan borçlarını ödemede bazı güçlükler ile karşı karşıya kalmaktadır.
Özellikle ticari hayatında zor durumda kalan şirketler; ilk anda nakdi veya ayni sermaye artışına giderek finansal kaynakları sağlamaya çalışmakta ya da bünyelerinde bulunan ve ticari faaliyetlerini engellemeyecek durumda olan bir kısım mal varlıklarını ellerinden çıkarmak sureti ile borçlarını ödemeyi tercih etme, ya da bunun gerçekleşmesi mümkün değil ise iflas yolu ile ticari faaliyetlerinde son verme yolunu denemişlerdir.
09/06/1932 tarihinde kabul edilen ve 19/06/1932 tarih 2128 nolu Resmi Gazetede yayımlanan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun “ Konkordato ile Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırıl ması uygulamasına geçildiğinde bu durumda olan şirketler konkordato yoluna başvurmak sureti ile kişi, şirket ve bankalara olan borçlarını anlaşmalar yapmak sureti ile ödemeye çalışmış ve bu uygulamalar senelerce süre gelmiştir.
30/07/2003 tarihli 4949 sayılı resmi gazete ile “iflasın ertelenmesi “ konusu İcra İflas Kanunu’na eklenmiş ve Türk hukuku, “iflasın ertelenmesi” konusunda ayrıntılı bir düzenlemeye kavuşturulmuş ve uygulama Ticaret Mahkemelerine geçmiş ise de 669 sayılı KHK ’ya göre İflas Erteleme ve Tedbir Kararlarının verilmesinin yasaklanmış ise de yatırım ortamının iyileştirilmesi amacı ile hukuksal çalışmalar yapılmış ve borçlu ile alacaklılar arasında gerçekleşecek anlaşmaların mahkemece onaylanması esasına dayanan konkordato kurumunun ihtiyaç olarak görülmesi sonucu Konkordato ile ilgili olarak Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yolu ile Yeniden yapılandırılması amacı ile 2004 sayılı İcra İflas Kanununun Konkordato ile ilgili olan ve değiştirilen 285 ve 309 ıncı maddeleri ve ilave edilen yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiş ve uygulama tamamen Ticaret Mahkemelerine bırakılmıştır.
İçindekiler
Konu Başlıkları
İçindekiler
"Kitapta ipoteğe ilişkin iki temel sorun ele alınmıştır. Bunlardan birincisi ipoteğin kaldırılması davaları, ikincisi ise, ipotekte sıra sistemidir.
Çalışma, hukuk uygulamasında görülen ve sayıları her geçen gün artan ipoteğin fekki davaları nedeniyle kitaplaştırılmıştır. Çeşitli sebeplerden doğan bu dava türünün, en çok borcun ödenmesi nedeniyle açıldığı birçok tartışmalı konuyu içinde barındırdığı gözlemlenmiştir. İlk bölüm bu davalar için bir kılavuz oluşturacak şekilde tasarlanmıştır. Konu öncelikle teorik açısından incelendikten sonra, dava türünün usul hukukundaki yansımaları görev, yetki, davacı, davalı, usuli işlemleri başlıkları altında güncel Yargıtay İçtihatları ile aktarılmıştır.
Kitabın ikinci bölümünde ise ipotek sıra sistemi incelenmiştir. Türk hukukunda taşınmazlarda kabul edilmiş sabit dereceler sisteminin temel özellikleri doktrindeki görüşler ve içtihatlar kapsamında aktarılmıştır. Sınırlı ayni haklar ile rehin hakları arasındaki sıra sistemi incelendikten sonra taşınmazlar üzerinde birden fazla rehin bulunması halinde çeşitli ihtimaller dahilinde sıralama yansıtılmıştır.
Kitapta, özellikle kabul edilen temel iki sistem olan ilerleme sistemi ve sabit dereceler sistemi açıklandıktan sonra Türk Medeni Kanunu sisteminin kavramları olan derece, sıra ve alt derece kavramları açıklanmıştır. Sonrasında Türk Medeni Kanunu derece sisteminin esasları incelenerek nihayetinde sisteme getirilen kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan ilerleme hakları aktarılmıştır. Kitapta, somut örneklerle sabit dereceler sisteminde ilerleme işleminin nasıl gerçekleştireceğine yer verilmiştir." (Arka Kapak Yazısı)
Konu Başlıkları
"Bu kitap da genel olarak İcra ve İflas Yasanını uygulaması ile ilgili bilgiler içermektedir. Ayrıca uygulamaya ilişkin yeni bilgiler ve güncel içtihatlar eklenmiştir.
15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun "İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunca uygun değişiklikler yapılmış. Yine bu kânunun uygulamasına ilişkin yorumlar ve açıklamalar eklenmiş. Ayrıca kitabımıza yeni yasaya ilişkin eksiklikler ve uygulamada olabilecek eksikliklere ilişkin açıklamalar da eklenmiştir." (Önsözden)
Konu Başlıkları
"Bu eserde, İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davaları konusu ele alınmıştır. Bu eser, mesleğe yeni başlamış hukukçuların ihtiyaçları dikkate alınarak ve uygulamaya yönelik olarak hazırlanmıştır.
Konu hakkında açıklamalar yapıldıktan sonra önemli olan kısımlar için dikkat bölümleri oluşturulmuştur. Menfi tespit davasının başlangıcından sonuçlanmasına kadar geçen safhada kullanılan örneklere yer verilmiştir.
Bu eser içtihat ağırlı bir çalışmadır. Bu çerçevede konu hakkında Bölge Adliye Mahkemesi, Yargıtay'ın ilgili hukuk daireleri ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından son yıllarda verilmiş kararlar taranarak emsal nitelikte olanlar kitaba alınmıştır." (Arka Kapak Yazısı)
Konu Başlıkları
"
Bu çalışma bilimsel bir çalışma değildir. Uygulamaya yönelik olarak hazırlanmış olup. mütevazi genel nitelikte bir çalışmadır, Okuyucuyapratikte kolaylık sağlanması amaçlanmıştır.
Ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa'nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. ve 1982 Anayasası'nın 36. maddelerinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesinde adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapmasını da içerdiği belirtilmiştir.HMK'nın 297/2. maddesi " Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü içerir.
Hacizde sıra cetveline itiraz ve iflasta sıra cetveline itiraz (kayıt kabul davaları)incelenmiştir.
Sıra cetveline itiraz davalarında, maktu harç ve maktu vekalet ücreti hükmolunur.
" (Tanıtım Yazısı)