KULLANIM KILAVUZU
DİLEKÇE ÖRNEKLERİ
HAZIRLAMA VE İNCELEME REHBERİ
(AVUKATIN EL KİTABI)
İNTERNET DESTEKLİ, CD Ek’li
(Türkiye’nin İlk İnovatif Hukuk Kitabı)
(Cebinizde taşıyacağınız kitapçık eki ile birlikte, dilekçe örneklerine internet olan yerden ulaşın!)
Satın aldığınız iş bu kitap Aristo YAYINEVİ Dilekçe Modül Sistemi ile entegre olarak çalışmakta olup, kitabı satın aldıktan sonra sistemi ÜCRETSİZ olarak kullanabilirsiniz.
Sistem dilekce.aristoyayinevi.com adresinde aktif olmakla birlikte, kitap ekinde verilen dilekçe kodları kitapçığında belirtilen numarayı sisteme yazmanız halinde sistem üzerinde DİLEKÇE Örneğinin tamamını MS WORD (.doc) olarak edinebilirsiniz.
Kitap ile birlikte size verilen CD’yi bilgisayarınıza takıp, CD zarfının hemen altında bulunan LİSANS KODU ile sisteminizi aktif edebilirsiniz. Sonrasında kullanıcı adı ve şifreniz ile sisteme dilediğiniz zaman kullanabilirsiniz.
Modül IP Denetleme sistemi ile kontrol edilmekte olup, Gizlilik ve Kullanım Kuralları çerçevesinde aykırı kullanım tespiti halinde lisans kodunuz iptal edilebilir.
Sistem Adresi : dilekce.aristoyayinevi.com
Önemli Not : Bahsi geçen Dilekçe Modül sistemi yayın basım tarihinden itibaren 3 yıl boyunca aktif kalmayı taahhüt eder. 9786056743870 ISBN numaralı kitabın basım tarihi Eylül 2017 olarak baz alınmıştır.
"Arama işlemi kişilerin bazı temel hak ve özgürlüklerine müdahale edilmesi sonucunu doğuran bir işlem olup, kendi içerisinde adli arama ve önleme araması olarak ikiye ayrılmaktadır. Adli arama, suç şüphesi üzerine başvurulan arama türü olup; önleme araması, suç şüphesi öncesinde başvurulan arama türüdür. Çalışmamızın konusu olan önleme aramasının ne olduğunun ya da ne olmadığının daha doğru anlaşılabilmesi için adli aramaya ilişkin açıklamalara da çalışmamızda yer verilmiştir.
Önleme aramasında, arama işlemi ile bağlantılı olduğu düşünülen bir suç bulunmamaktadır. Önleme aramasına muhatap olabilecek kişiler çoğunlukla, hayatın olağan akışında yaşamlarına devam eden insanlardır. Bu nedenle belki de hayatlarında devletin soğuk yüzünü hiç görmemiş olan bu insanlarda, önleme aramasından sonra, devlete ilişkin olarak olumsuz izlenimlerin bırakılmaması gerekir.
Çalışma üç bölümden oluşmakta olup birinci bölümde, arama kavramı, aramanın hukuki niteliği, aramaya hakim olan ilkeler, aramanın tarihsel gelişimi, mukayeseli hukukta arama, arama çeşitleri incelenmiş; ikinci bölümde, çalışma konumuz olan önleme araması incelenmiş; üçüncü bölümde ise hukuka aykırı olarak yapılan arama başlığı altında, hukuka aykırı aramanın suç teşkil etmesi, hukuka aykırı arama ile elde edilen delillerin durumu, hukuka aykırı arama nedeniyle uğranılan zararının tazmini ve hukuka aykırı aramaya karşı başvurulabilecek kanun yolları incelenmiştir." (Tanıtım Yazısı)
"Geleceğin umudu olan çocukların bakım, terbiye, korunma gibi ihtiyaçları evlilik birliği içerisinde anne ve baba tarafından müşterek olarak yerine getirilir; ancak, -bir sebeple bu evlilik bağı sona erdiğinde bu küçük çocukların ve aciz kişilerin bakım, terbiye ve ihtiyaçları kim tarafından yerine getirilecektir?- Sorusu gündeme gelecektir. Çocuklara ve çocuk haklarına gereken önemi vermiş olan İslam hukuku bu noktada çocukların telef olmaması ve en az zararla, en güzel ortamda hayatına devam edebilmesini sağlamak için kendine has ve müstakil biçimde hidâne müessesesini oluşturmuştur.
Günümüzde sokakta bulunan, aile sevgisinden mahrum olan, kendi ihtiyaçlarını gideremeyecek derecede aciz olan çocukların ve bakıma muhtaç kişilerin bu ihtiyaçlarını en iyi biçimde sağlayacak olanlar çocuğun akrabalarıdır. Akrabalar içerisinde ise şefkat, ilgi, sabır ve zaman yönünden kadın akrabalar ve bunların içerisinde öncelikli olarak anne bu görevi en güzel biçimde yerine getirecek kişidir. Velayetin bir parçası olan hidâne hakkında öncelik kadınlarda olmasına rağmen çocuğun şahsi velayeti ve mal velayeti hususunda ise öncelik baba ve asabe olan erkeklerdedir.
Zamanımızda boşanmaların arttığı ve artan boşanmalar sonucu çocukların gerekli bakımı, ilgiyi ve özellikle de ahlak ve terbiyeyi gereği gibi alamadığı görülmektedir. Çocukların bu en önemli çağında karakter ve kişilik yapısının, gelişiminin en önemli bölümünü teşkil eden bu zamanlarda hidâne müessesesinin kim tarafından ne kadar süreyle hangi haklara sahip olacak şekilde yerine getirilmesi gerekir sorusu bizi hidâne konusunu araştırmaya teşvik etmiştir." (Tanıtım Yazısı)
"Bu kitapta, uygulamacıların, akademisyenlerin ve öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde uygulanmakta olan Araçlar ve Trafik Düzenleme Yasası, Araç Işıkları Yasası, Emniyet Kemeri Yasası, Motorlu Araçlar (Üçüncü Şahıs Sigortası) Yasası, Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasalarını Tadil Eden ve Birleştiren Yasa, Motorlu Araçlarla Yolcu ve Eşya Taşınması (Denetim) Yasası, Yol Güvenliği Yasası, Yol Kuralları Yasası, Yol ve Trafik Suçları'nın Davasız Halli ve Ceza Puanı Yasası derlenmiştir." (Tanıtım Yazısı)
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ III
ARAÇLAR VE TRAFİK DÜZENLEME YASASI 1
ARAÇ IŞIKLARI YASASI 11
EMNİYET KEMERİ YASASI 13
MOTORLU ARAÇLAR (ÜÇÜNCÜ ŞAHIS SİGORTASI) YASASI 27
MOTORLU ARAÇLAR VE YOL TRAFİK YASALARINI TADİL
EDEN VE BİRLEŞTİREN YASA 57
MOTORLU ARAÇLARLA YOLCU VE EŞYA TAŞINMASI
(DENETİM) YASASI 121
YOL GÜVENLİĞİ YASASI 169
YOL KURALLARI YASASI 185
YOL VE TRAFİK SUÇLARININ DAVASIZ HALLİ VE CEZA
PUANI YASASI 187
"Uygulamada bilirkişilere tevdii edilen dosyaların tamamlanmadan eksik şekilde gönderilmesi kadar bu şekilde tamamlanmadan, yetersiz ve denetime elverişsiz eksik raporların tanzimi yargılamayı uzatmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 4.kısmı ispat ve deliller olarak düzenlenmiş olup, deliller de ikrar (madde 188), belge ve senet (madde 199 ve devamı), yemin (madde 225 ve devamı), tanık (madde 240 ve devamı), bilirkişi incelemesi (madde 266 ve devamı), keşif (madde 288 ve devamı), uzman görüşü (madde 293 ve devamı) olarak belirtilmiş olup, yargılama sırasında HMK da delil olarak düzenlenmiş olan belge ve bilgilerin mahkeme tarafından gerek re'sen, gerekse istem üzerine ileri sürülmüş olan delillerin toplanmaması veya ileri sürülen delillerin eksik toplanarak karar verilmesinin adil yargılanma hakkının ihlalini oluşturacaktır.
6100 sayılı HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır." (Tanıtım Yazısı)
"Çalışma Osmanlı Devleti'n de bilirkişilik müessesesinin gerek teorik gerekse uygulamadaki konumu ve geçirdiği serüveni ortaya koymaya çalışır. Bu açıdan bakıldığında çalışmanın amacı, Osmanlı Devleti'n de bilirkişilerin görüşlerini nasıl aktardığı, bilirkişinin nasıl bir usulle belirlendiği, zorunlu bilirkişilik uygulamasının olup olmadığı, bilirkişinin görüşlerinin davanın seyrine olan etkisi, ne tür davalarda görüşlerine başvurulduğu, bu görüşlere itirazın mümkün olup olmadığı gibi sorulara cevap arayarak Osmanlı tecrübesinden istifade edilmesine bir nebze de olsa katkı sağlamaktır."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"Tarihe olan ilgim, beni yaptığım mesleğin geçmişine götürdü. Böylece tez çalışması olarak “Osmanlı Hukuk Sisteminde Kadılık Kurumu” adlı bu çalışma ortaya çıktı. Bilindiği üzere, Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarından sona ermesine kadar varlığını koruyan kadılık zamanla kurumsal bir yapıya bürünmüştür. Bu çalışmada tarihsel süreç içerisinde kadılık kurumu incelenmiş, kadıların başvurdukları bilgi kaynakları, adli, idari ve belediye görevleri, eğitim durumları, gelirleri, görev yerleri, atanmaları, görev süreleri, yardımcıları, unvan ve konumları, protokol ve törenlerdeki yerleri, terfi sistemleri, denetim ve görevden alınmaları, kadılık kurumunda meydana gelen bozulmalar ile reform konuları ele alınmıştır." (Tanıtım Yazısı)
"Çalışmanın asıl ilgi çeken kısmı, Yazarın imparator Justinianus'un üç ayrı emirnamesinden yaptığı alıntılarla, Corpus İuris derlemesinin İnstitutiones ile tamamlanmasından sonra İstanbul Hukuk Okulu'nun 533 ders yılı açılış konuşmasıdır. Asıl kısmı İnstitutiones'i yürürlüğe sokan İmperatoriam emirnamesinde bulunan bu söylev, tek kelimeyle hayranlık uyandırıcıdır." (Tanıtım Yazısı)
İstanbul Barosunda Hukuk Müşavirliği görevini sürdürmekte olan yazar; Avukatlık Hukuku kitaplarından sonra, İstanbul Barosu'nun tarihinde önemli dönüm noktalarını ele aldığı bu kitabı hazırladı.
İstanbul Barosu'nun kuruluşu olarak kabul edilen 1878'den günümüze uzanan zaman diliminde, avukatların meslek örgütü olmanın ötesinde, bir hukuk kurumu olarak toplumsal misyonu da bulunan İstanbul Barosu'nun verdiği mücadeleyi, kendi yaşadıkları ile de birleştirerek anlatıyor.
Kitap aynı zamanda, ülkenin de siyasi tarihine ışık tutuyor. Türkiye'nin en karanlık dönemlerinde bile İstanbul Barosu'nun demokrasi ve hukuk mücadelesini ortaya koyuyor, bu uğurda ödediği bedelleri bizlere hatırlatıyor.
Yazarın; hayatta olan avukatlarla yaptığı görüşmeler, gazete ve Baro arşivlerini tarayıp derlediği olaylar ve fotoğraflardan oluşan bu kitap, alanda yazılmış tek kitap olma özelliğine sahip.
"Ülkemiz elektrik piyasası, Avrupa Birliği yönergeleri doğrultusunda 2001 yılından bu yana ciddi bir değişimin tesiri altında kalmaya başlamıştır. Önceden olduğu gibi bu dönemde de piyasa içerisindeki özel hukuk rejimine tabi olan bir kısım ilişkiler, aynı zamanda kamu hizmeti niteliklerini taşıyor olmaları sebebiyle karma bir hukuki rejimin etkisi altındadırlar. Diğer yandan söz konusu alanın, hizmetlerde sürekliliği ve düzenliliği sağlayabilmek adına çoğunlukla ikincil mevzuat ile düzenlenmesi, özel hukuk sistematiğinden kopması sonucunu beraberinde getirmiş ve tüketenlerle enerji ürününü veya şebeke hizmetini arz edenler arasındaki uyuşmazlıklara uygulanacak hukuk kurallarında bu bütünlüğün sağlanması, içtihatlarla temin edilmeye çalışılmıştır.
Bu çalışmamızda kaçak elektrik enerjisi tüketimi uyuşmazlıkları ve usulsüz elektrik enerjisi tüketimi, özel bir hukuki menfaatin sağlanmasına hizmet eden ve özgün bir hukuk alanı yaratan ikincil mevzuat hükümleri de göz ardı edilmeden irdelenmeye çalışılmıştır. Bütün unsurlarıyla eylem biçimleri, tespiti ve sonuçları, değişen piyasa şartlarında ortaya çıkan sözleşmeler ilişkisinin uyuşmazlıklara uygulanacak hukukun karakterine etkisi incelenmeye; hukuki ve cezai sorumluluğa uygulanacak maddi ve usul hukuku kuralları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Son olarak ta yeni dönemde konuya dair getirilen başlıca ikincil mevzuat metinleri, çalışmanın sonuna eklenmiştir. Böylelikle bir sorumluluk alanı doğuran kaçak elektrik enerjisi tüketimi uyuşmazlıkları bakımından, bütün yönlerinin bir arada ele alındığı, uygulamaya yönelik bir kaynak ihtiyacının giderilmesi arzu edilmiştir."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları