istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama

Müşteri Hizmetleri
850 811 32 60

Sepetim0Item(s)

Sepetinizde hiç ürün yok.

Product was successfully added to your shopping cart.

Avukat Serdar Özersin'e Armağan

Yayınevi :
Basım Tarihi :
Basım Yeri :
Ankara
Sayfa Sayısı :
594
Boyut :
17 x 24 cm
Baskı :
1
ISBN/Ref :
9786053002376
İçindekiler :

Stok Durumu: Stokta var

364,00 TL

Lexpera Öğrenci Üyeleri bu kitabı 327,60 TL'ye satın alabilir.
Ücretsiz Öğrenci Üyeliği ve bilgi için tıklayınız.

Detayları

BİRİNCİ ÖNSÖZ

"KADER DEYİN, ALIN YAZISI DEYİN, HAYAT İŞTE BU DEYİN

Yaşamlarının baharında ani gelen bir trafik kazası ve sabahın karanlığında alıp götürdüğü insanlar. Son bulan hayatlar

O göçün iki yolcusu, birisi uzun yıllar beraber çalıştığım her an işinin başında, günlük yasal sorunları paylaştığım ve çözmeye çalıştığım Av. Serdar ÖZERSİN, diğeri mesleğinin yani baba mesleğinin ilk adımını bir bakıma atan Hukuk Fakültesini İngiltere ’de bitirmiş oğlu Can ÖZERSİN... Onlarla ilgili bu şekilde bir yazı yazmak benim için çok zor, çünkü Serdar ile o kadar yakın çalışma durumundaydım ki, demir kapılar arkasında bile onunla yaptığımız çalışma düzeninin diğer avukatlara da uygulatmıştım. Tabii anılar çok, ama bir ikisini burada bahsetmek sanıyorum onun anısına yakışan bir hatırlatma olacaktır.

13 Nisan 2009; sabahın köründe Ümitköy’deki evime baskın yapıldı. Serdar yanımdaydı. Her şeyi beraber topladık. Mahkeme kararı sadece aramaydı. Ama gelen zatlar yanımızda savcıyı aradılar. Gözaltına alınmamı emretti zat. Apar topar beraber adliyeye götürdüler. Saat 13:00 uçağıyla İstanbul ’a gidecektik. Hava alanına gittik, uçağın merdivenleri önünde 9. Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel yanında doktoru Aylin Cesur vardı. Sarıldık. Süleyman bey bana: Ben sıramı savdım, şimdi sıra sende dedi. Gerçek bir ağabeylik görevi yapmıştı. Çok mutlu olmuştum. Hiçbir şeye aldırmıyordum. Yanımda emniyetçiler, arka sıralarda da Serdar oturuyordu. İstanbul’a gittik Vatan Caddesinde Emniyet Müdürlüğü Terör Şubesine götürdüler.

Yanımda yine Serdar ve Belgin hanım vardı. En üst katta bir boş oda bir kanepe vardı. 96 saat burada göz altında tutuldum. Kapımda devamlı polis, akşam saat 20:00 sıralarında biri emniyetten geldi. (13 Nisan 2009) Saçları topuzlu Cem... Yanımda yine Serdar vardı. Zat, bana buraya bazı paşalar geldi. Susma haklarını kullandılar. Sizde isterseniz susma hakkınızı kullanabilirsiniz deyince, "Ben; ne susma hakkı, konuşma hakkımı kullanacağım, buraya hesap vermeye geldim, ki sonra da hesap alabileyim. ” dedim. Biraz sonra Serdar ’lar da gittiler.

Sabah o emniyetçi tekrar geldi. Bana ben sizinle konuştum alabora oldum dedi. Bu zat 16 Nisan 2009 'da saat 20.00’den itibaren 8 saatten fazla ifademi aldı. Zaman zaman da şimdi kırmızı bülten ile aranan savcıyla çok samimi görüşmeleri oldu. 17 Nisan sabahı 04:30’ a kadar yanımda Serdar ve Belgin Hanım vardı. 96 saat gözaltında tutulmuştum.

Beraber Beşiktaş Adliyesinin bodrum katında soğuktan çok sıkıntı çektik Sonra savcılığa yani aranan zatın odasına götürdüler. 3 savcıydılar. Televizyon izliyorlardı. İfadem alınırken bir savcı geldi. Malum savcıya: Bazı kanallar alt yazı geçiyor. Mehmet HABERAL tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi dedi. Hepimiz hayretle birbirimize baktık. İfadeye devam ettim. Sonunda gelen savcı haklı çıktı. Adamlar karan yazdı. Sırtlarını dönüp gittiler. İşte gidiş o gidiş /

Diğer bir olay da Serdar dahi bütün avukatların karşı çıkmasına rağmen onları dinlememiş, benim hakkımda gerekçesiz karar veren 9 hakim hakkında dava açıp ve sonunda Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ve Hukuk Genel Kurulu onayıyla o hakimleri mahkum ettirmiş olmamdı. Serdar da her an o davaların takipçisi olmuştu. Dahası, şimdi aranan savcıları da defalarca HSYK’ya şikayet etmişti. Sonra siyasi iktidar benim adıma yasa çıkartmış, hakim ve savcılar hakkında dava açılamayacağını, devlete karşı dava açılması gerektiğine karar vermişti.

Serdar bütün bu olayları benimle beraber yaşamış ve ne kadar haklı olduğumuzu herkese göstermişti. Bana, “Hocam bu davaları ne yapacağız” dediği zaman, ben de “ne yapmamız gerekli? ” diye sorduğumda, yasaya göre devlet aleyhine dava açmamız gerekir deyince, “O davaları DERHAL geri çek, bu devlet hepimizindir, görevimiz onu korumaktır ” demiştim. O da bunu yapmıştı. İcraya verdiğimiz davalardan dahi vazgeçmiştik. Ama 17-25 Aralık 2013 olaylarından sonra siyasi iktidar yeniden kanun değiştirmek durumunda kalmıştı. Yani hakim ve savcılara artık dava açılabiliyor ve görevden alınabiliyorlar.

Şunu bir kez daha belirteyim, Serdar ’ı arıyoruz, boşluğunu ve yokluğunu yaşıyoruz, ancak kütüphanemize kazandırdığı kitaplar için adına yaptığımız kitaplık ile avunuyoruz ve onu her zaman şükranla, rahmetle anıyoruz. Serdar sana teşekkürler, Can ’la beraber Yüceler Yücesi Allah ’ın bol ışıkları içinde rahat uyuyunuz..."

Prof. Dr. Mehmet HABERAL

Başkent Üniversitesi Kurucu ve Kurucu Rektörü
Başkent Üniversitesi Yönetim Üst Kurulu Başkanı

İKİNCİ ÖNSÖZ

"Avukat Serdar Özersin, Ankara’da avukatlık yapan biz hukukçular arasında çok tanınan ve sevilen bir isimdi. Ankara Barosu’nun değerli üyesi için hazırladığımız bu küçük armağan, onun kalplerimizde bıraktığı boşluğu asla dolduramasa da, umut ediyorum ki, özlemimizi dile getirmemize vesile olacaktır.

Ankara Barosu levhasına kayıtlı olarak uzun yıllar avukatlık yapmış olan kıymetli meslektaşım Serdar Özersin, yüksek öngörüsü, taşıdığı büyük ve sonsuz meslek aşkı, iş odaklı hayatı, meslekteki öncülük sıfatı ile hepimize örnek olup bayrağı hep daha ileriye taşımaya çalışan bir insan olarak gönüllerimizde yerleşirken, aniden çekildi hayatlarımızdan.

Bizleri büyük bir boşluğun ortasında, kendisi ile ilgili anılarla baş başa bırakıp giderken, çok severek çalıştığı hukuk dünyasına da değerli çalışmalarını emanet etti. Spor özel ilgi alanı oldu özellikle spor hukuku ve ticaret hukuku alanlarında titizlikle çalıştı.

Meslek hayatında sınırları zorlayan bir insan olarak tanındı. Bir işi en yeni tekniklerle en geniş açılardan, müvekkile odaklı çözmeye çalışırken, baba mesleği avukatlığı, yine avukat olan kendi oğlu vasıtasıyla üst seviyelere taşımak istiyorken, çok sevdiği oğlunu da götürdü yanı başında. Bizlere “güle güle…” demek zorunda kalmanın üzüntüsü ve şaşkınlığı kaldı.

Serdar Özersin için önsöz yazmak, yoğun meslek yaşamını birkaç paragrafta özetlemek kolay değil elbette. Aramızdan ayrılışı nedeniyle yayımlanan bu Armağan’da ….. yazı yer almaktadır. Bu yazılar hem Serdar Özersin ile birlikte çalışmış, hem de onunla değişik vesilelerle yakınlığı bulunan meslektaşları tarafından kaleme alınmıştır. Meslektaşlarınca kendisine armağan edilen bu makaleler, ona verilen değerin, önemin ve kendisine duyulan özlemin mütevazi bir yansımasıdır.

Bu armağanın ortaya çıkmasını sağlayan İsmail Hakkı ÖZERSİN’e candan teşekkürlerimi sunuyorum.

Mesleğimize, ülkemize, yaşamlarımıza kattıkların için teşekkür ediyoruz sana… Oğlunla birlikte huzur içinde uyu sevgili meslektaşım."

Av. Hakan CANDURAN

Ek Bilgi

Ürün Kodu 147576
Yayın Tarihi 2017 Ağustos
Barkod 9786053002376
ISBN 9786053002376
Yayınevi Adalet
Baskı Sayısı 1
Cilt Tipi Sert Kapak
Kağıt Türü 1. Hamur
Yazarlar Yazar Belirtilmemiş