"Bu çalışmada tarihsel gelişim seyri içinde maddi hukuk boyutuyla Avrupa Birliği Ceza Hukuku ele alınmıştır. Hiç şüphesiz ki çalışmanın ortaya çıkması sürecinde birçok kişi ve kurumun desteği olmasa çalışmanın tamamlanabilmesi mümkün olmazdı. Her monografik eserde olduğu gibi bu çalışmanın bir ortaya çıkış serüveni ve hikayesi bulunmaktadır. Avrupa Birliği ceza hukuku alanı ile ilgilenmeye başlamam bundan beş sene öncesine tesadüf etmektedir. Öncelikle çalışmayla ilgili ilk araştırmalarımı, Avrupa Birliği’nin kurucu ve taşıyıcı güçlerinden biri olan Almanya’nın Max-Planck Mukayeseli Ceza Hukuku Enstitüsü’nde yapmam için gerekli maddi desteği sağlayan DAAD’ye teşekkürü bir borç bilirim. Freiburg’daki çalışmalarımdan sonra Avrupa Birliği alanında zengin literatürü temin etmeme ve üniversitemizde adeta bir Avrupa Birliği ceza hukuku koleksiyonu oluşturmama imkan sağlayan TÜBİTAK’a ‘3001 Başlangıç Ar-Ge Projeleri Destekleme’ kapsamında tarafıma yönelik desteğinden dolayı müteşekkirim. Kütüphanedeki literatürü sadece bu proje kapsamında alınan kitaplarla sınırlı bırakmadığı ve ihtiyaç dahilinde her türlü desteği sağlayan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’ne ve kütüphanemiz dökümantasyon daire başkanı Kasım ÇELİK’e bu vesileyle teşekkür ederim. Bu serüvenin nihayetine yaklaştığım Ağustos 2019’a gelindiğinde ise kaderin bir cilvesi olsa gerek çalışmayı tamamlamak için son güncel kaynaklara ulaşmak Avrupa Birliği’nden ayrılmaya karar vermiş bir ülke olan İngiltere’nin Cambridge Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde mümkün olmuştur. Bu vesileyle Cambridge Üniversitesi kütüphane çalışanlarına da nazik yaklaşımlarından ve yardımlarından dolayı teşekkür ederim. Doktora çalışmalarımın bir kısmını yanında gerçekleştirdiğim, bir klasik haline gelen ‘Europäisches Strafrecht’ kitabının her yeni basısını göndererek çalışma şevk ve arzumun her daim diri kalmasına vesile olan Almanya’nın en önemli Avrupa Birliği ceza hukukçusu Prof. Dr. Bernd HECKER’e de ayrıca teşekkür etmek isterim." (Tanıtım Yazısı)
Elinizdeki eser çerçevesinde Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun özel hukuk boyutu, 20 yılı aşkın Avrupa Birliği uygulaması dikkate alınarak incelenmiş, meydana gelebilecek muhtemel ihtilaflar açısından uygulamacılara çözüm yolları sunulmaya çalışılmıştır.(ARKA KAPAKTAN)
"Güncellenmiş ikinci baskısını yapan eser; Sosyal Bilimler alanında yer alan İktisat, Maliye, İşletme, Uluslararası İlişkiler, Çalışma Ekonomisi gibi bölümlerde okutulan "Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri" ders formatına uygun şekilde hazırlanmış olup, lisans öğrencileri için detaylara girmeden hızlıca konuyu anlayacakları bir şekilde hazırlanmıştır.
Kitap, Türk Kamuoyunu 50 yılı aşkın bir süredir meşgul eden Avrupa Birliği'ne üye olabilir miyiz? Engeller nelerdir, neden kaynaklanmaktadır? Nasıl çözümlenebilir sorularının cevaplarını vermeye çalışmaktadır.
Kitap; fikri, hukuki, siyasi, sosyal, ekonomik yani insana dair her alanda iç içe olduğumuzu bilmeden yaşadığımız Avrupa Birliğini tanıtmayı hedeflemektedir. Diğer yandan kamuoyunu oldukça meşgul eden Avrupa Birliği alanını tarihsel perspektifte değerlendirmekte, Osmanlı – Avrupa ve Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini de irdelemektedir." (Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
Devletin üç unsuru vardır: Millet, ülke ve egemenlik. Milletleri millet yapan üç temel unsur vardır: Ortak dil, kültür ve tarih bilinci. Milletleri medeni millet yapan dördüncü unsur hukuk ve adalet bilincidir. Hukukun üstünlüğüne, insan hak ve özgürlüklerine dayanan demokratik bir devlette hukuk ve adalet en yüce değerlerdendir. “Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir. Temele taş bulmak gecikebilir. Devlete baş bulmak gecikebilir. Adalet gecikmez, tez verilmelidir.” Adalet, devletin temelidir. Adalet; devletleri, milletleri ayakta tutan temel direk ve yapı taşı gibidir. Adalet, her yüce değerin özü, kaynağı ve esasıdır. Devletleri büyük ve güçlü kılan temel değer, adalete verdikleri önemle doğru orantılıdır. Adalete önem veren devletler tarih sahnesinde ilerleme kaydetmişlerdir.
Tarihimizde Sultan Mehmed’i Fatih, Sultan Süleyman’ı Muhteşem ve Kanunî kılan adalet anlayışlarıdır. “Osmanlı adaletinde iki veya üç celse az görülür. Ekseri davalar tek celsede hükme bağlanır. (Moradjea d’Ohsson, VI, 204-205.) En önemli davalar bir saat içinde hükme bağlanır. Hüküm derhal infaz edilir. (Sir Paul Ric aut, II, 327.) Dünya’nın hiçbir yerinde davalar Türkiye’deki kadar hızlı çözülmez. En büyük davalar üç veya dört gün sürer. (Stochove, Voyoge du Levant, 2. 148.)”1
Adaleti güçlendirmek için kurumsal kapasiteyi geliştirmek gerekir. Kurumsal kapasitenin bir yönü fiziki yapı unsurlarına, diğer yönü insan kaynağına bakar. Adalet hizmetlerinin verildiği mekânların hizmet gereklerine uygun nicelik ve nitelikte olması oldukça önemlidir. Önceleri hükûmet konaklarının girişlerinde adliyeler bulunmakta idi. Adalet Bakanlığımızın vizyonu ile dünya standartlarında çok sayıda modern adalet sarayları inşa edildi. Bu adliye saraylarının içi, çağın gerekleri ve adalet hizmetlerinin icaplarına uygun olarak donatıldı. Bu, konunun bir yönüdür. Adaletin tecellisi için görev yapacak yeterli nicelik ve nitelikte insan kaynağının bulunması ise, konunun diğer ve daha önemli yönüdür. Demokrasinin odağında insan olduğuna göre, en büyük yatırım insan kaynağına yatırımdır. İnsana en güzel yatırım ise, eğitimdir. Eğitime gereken önem ve değeri veren toplumlar ilerler ve gelişir. Bu bağlamda, büyük ve güçlü devleti var edecek güçlü adalet sistemi yetkin, donanımlı ve uzman hâkim, savcı ve yargı personeli eliyle var olacaktır. Yargı alanında verilecek meslek öncesi ve meslek içi eğitimler bu anlamda büyük önem taşımaktadır.
Bu kitapta Avrupa Birliği üyesi ülkelerde hâkim ve savcı eğitimleri ele alınmaktadır. Bu ülkelerdeki hâkim ve savcı eğitimlerinin hangi kurumsal yapı altında, hangi usulde verildiği ve müfredatları incelenmiştir. Çalışmada yöntem olarak her ülkenin kendi resmi erişim kaynaklarından yararlanılmıştır. Adalet mefkûresi olan bir medeniyetin temsilcileri olarak büyük ve güçlü devletin adalet ile kaim olacağı temel düşüncesiyle hazırlanan bu kitabın Türk hukuk uygulamasına ve yargı eğitimlerine yararlı olmasını dileriz.
Avrupa'nın Avrupa Kömür Çelik Topluluğu'ndan Avrupa Birliği'ne uzanan bütünleşme süreci dinamik özelliği gereği sürekli gelişimine devam etmektedir. Bu gelişmenin son aşamasını ise Avrupa Birliği anayasal düzenini oluşturan temel unsurları tek bir metin halinde toplamaktan geçmektedir. Ekonomik birlikten siyasi birliğe doğru evrilmin temel bütünleşme aracı, kuşkusuz her zaman hukuk olmuştur. Devlet - Avrupa Birliği arasındaki ilişki ağı çerçevesinde amaç, bireylere özgür, güvenli ve adil bir yaşam alanı sunmaktır. Avrupa Birliği'nin temel varoluş ve süregeliş nedeni öncelikle demokratik düzen içinde bireylerin özgür tercihlerini kullanabilecekleri ortamın sağlanmasıdır. Bu eser söz konusu süreci irdelemeyi amaçlamaktadır.(ARKA KAPAK)
"Avrupa Birliği Hukukunun temel konularının ele alındığı bu eser, öğrencilerin, akademisyenlerin ve Avrupa Birliği (AB) ile ilgili gelişmelerle yakından ilgilenenlerin yararlanabilecekleri bir kaynak olarak hazırlanmıştır.
Bu kitapta, Lizbon Antlaşması'nın düzenlemeleri esas alınmıştır. AB'nin farkını ortaya koymak amacıyla Avrupa kıtasındaki diğer uluslararası teşkilatlara ana hatlarıyla değinilmiştir (I. Bölüm), AB ekseninde bütünleşmenin tarihi ve temel özellikleri incelendikten sonra (II. Bölüm), AB'nin kurumsal yapısı işlenmiştir (III. Bölüm). Son iki bölümde de sırasıyla AB hukuk düzeni (IV. Bölüm) ve AB hukukunda yargısal denetim konuları ele alınmaktadır."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"Bu kitap; Giriş, Brexit Nedir?, Avrupa Birliği Üyeliği'nden Ayrılma Açısından Lizbon Anlaşması, Avrupa Bölgesinde Entegrasyon, Brexit Müzakereleri (Çekilme / Ayrılma Müzakereleri), Brexit'in Türkiye'ye Etkisi, Avrupa Birliği'nde Gelecek Senaryoları ve Yeni Bir Kavram: Ayrıcalıklı Üyelik / Ortaklık ve Sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. Bu kitapta, BREXIT süreci ve sonrası Türkiye'ye, muhtemel Yeni Avrupa Düzeni'nde yeni bir açılım fırsatını tanıyabilecek mi sorusuna cevap aranmaktadır."(Önsözden)
Konu Başlıkları
"Eser, yaklaşık yetmiş yıllık bir geçmişe sahip olan Avrupa bütünleşme sürecinin hukuki çerçevesini oluşturan Avrupa Birliği hukukunun temel konularını genel hatları ile okuyuculara sunmayı amaçlamaktadır. Öncelikli olarak lisans öğrencilerine yönelik hazırlanmış bu eserde; bu doğrultuda, Avrupa bütünleşme sürecinin gelişimi, Avrupa Birliği'nin kurumsal yapısı, Avrupa Birliği'nin hukuk düzeni, Avrupa Birliği'nde yargısal korunma, iç pazar hukuku, ortak dış güvenlik politikası ve özgürlük, güvenlik ve adalet alanı gibi konulara yer verilmiş." (Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
"Eser, AB hukuk düzeninin bütün AB unsurlarının Divan öncülüğünde fiili sinerjik katılımı sayesinde metamorfoz geçirmesiyle birlikte uluslararası hukuk sisteminin bir alt ünitesi olmaktan, kendine özgü nitelikleri haiz özerk bir hukuk düzenine evrilmesi paradigması çerçevesinde, bu hukuk düzeninin anayasal özelliklerini analiz etmekte ve anayasa hukuku disiplini çerçevesinde AB'nin anayasallaşma serüvenini sergilemektedir.
Bu bağlamda, AB'nin kurumsal yapısı, AB hukukunun kaynakları ile bu kaynaklar arasındaki hiyerarşik ilişki, AB'de yatay ve dikey yetki bölüşümü, özerk AB hukukunun ulusal ve uluslararası hukukla ilişkisi, AB hukukunun adem-i merkezi nitelikteki özel icrailik temin mekanizması ve bu mekanizmanın AB'yi AB yapan vasıfları, AB'de insan hakları ve Divan'ın tam bir hukuki çareler ve yargı yollarını kurduğu iddiasındaki AB hukuk düzeninde yargısal denetim mekanizması eserde teorik arka planıyla birlikte ele alınmaktadır."
(Tanıtım Yazısı)
Konu Başlıkları
Elinizdeki çalışma, Avrupa Birliği Hukukunda yarım asırdır girift kalmış "miktar kısıtlamasına eş etkili önlemler" kavramının aydınlatılması amacıyla kaleme alınmıştır. Avrupa Birliği Komisyonu'nun "miktar kısıtlamasına eş etkili önlemler" kavramını tanımlamaya yönelik çalışmalarının uygulamadaki ihtiyaçlara cevap vermekte yetersiz kalması üzerine, doktrinde çokça tartışılan bu alan Adalet Divanı içtihatlarında şekillendirilmiş ve bugüne kadar birden fazla şekilde tanımlanmıştır. Günümüzde ise ithalat ve ihracata konu malların sınır geçişlerinde üye devletler tarafından yapılan teknik düzenleme ve uygulamalar, eş etkili önlem adı altında değerlendirilmekte ve malların serbest dolaşımı ilkesini ve dolayısıyla uluslararası ticareti kısıtlayıcı etkisi sebebiyle Komisyonun ve diğer üye devletlerin denetimine tabi tutulmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de Gümrük Birliği kararıyla birlikte Avrupa Birliği tarafından yürürlüğe konan mevzuatı uygulamak ve Avrupa Birliği Hukuku ile uyumlaştırma yapmak yükümlülüğü altına girdiği, bu sebeple eş etkili önlemlere ilişkin teknik düzenlemeleri Avrupa Birliği ve üye devletlerin denetimine sunmak mecburiyetinde bulunduğu dikkate alınarak hazırlanan bu eser, miktar kısıtlamasına eş etkili önlemler kavramının geçirdiği tarihsel sürece ışık tutarak kavrama bir belirlilik kazandırmak ve uygulamadaki sonuçlarını incelemek, nihayetinde Avrupa Birliği'nin İşleyişi Hakkında Antlaşma metnine eklenebilecek taslak bir madde metni oluşturmak hedefindedir.(ARKA KAPAKTAN)